İnsan, doğası gereği merak eden, sınırlarını zorlayan ve öğrenerek var olan bir canlıdır. Bilgiyi edinmek ve deneyimlemek, yaşamanın ta kendisidir. Ancak bilginin değeri, sadece edinilmesinde değil, onu kendi varlığımıza nasıl işlediğimizde saklıdır.
Hayat ise , öğrenmek, keşfetmek ve sınırları zorlamakla anlam kazanır. Her yeni gün, yeni bir şey inşa etmek, bilinmeyeni keşfetmek ve var olanı daha iyi hale getirmek için bir fırsattır.
“Hayatta Cesur Olanlar Kazansın”
Cesaret, insanın en büyük erdemlerinden biridir, fakat kazanmak her zaman cesaretle mümkün olmaz. Bazen kazanmak dediğimiz şey, yenilgiyi bilmek, kaybı anlamak ve bundan bir hakikat devşirebilmektir. Kimileri hayatın kendisine sunulan şekliyle yetinir, kimileri ise onu yontarak yeniden biçimlendirir. Oysa, dünyanın kendisi de bizim gibi kusurlu ve değişkendir; bu yüzden onu tam anlamıyla kontrol etmek beyhude bir çabadır.
Hayatta iki tür insan olduğunu düşünüyorum: Mevcut düzene razı olanlar ve onu değiştirmek için risk alanlar. Ben her zaman ikinci grupta olmayı seçtim.
- Bir fikrin peşinden gitmek, onun gerçekleşmesini beklemek değil, onu inşa etmektir.
- Bir hedefe ulaşmak, mükemmel anı beklemek değil, o anı yaratmaktır.
- Bilinmeyeni keşfetmek, önceden çizilmiş yolları takip etmek değil, kendi rotanı çizmektir.
Dünyayı şekillendirenler, sorular soranlar ve cevapları aramaktan korkmayanlardır.
